5. sınıf 6. ünite konu özeti ve çalışma kağıdı
- Mustafa DABAN
- 23.05.2020
- indirme : 441
- Teşekkür : 28

BİYOÇEŞİTLİLİK
Bir bölgede yaşayan farklı canlıların oluşturduğu çeşitliliğe “biyoçeşitlilik” denir.
Bölgenin iklim koşulları, toprak yapısı, bölgede meydana gelen doğal afetler ve yeryüzü şekilleri biyoçeşitliliği etkiler.
Bir bölgedeki biyoçeşitliliğin fazla olması o bölgede yaşayan canlıları olumlu şekilde etkiler.
İklim ve çevre koşullarının canlıların yaşaması için uygun olduğu bölgelerde biyoçeşitlilik daha fazladır.
Doğal afetler, insan faaliyetleri ve iklim değişiklikleri gibi nedenlerden dolayı canlıların yaşam alanları tahrip olmakta ve bazı canlıların nesli tükenmektedir.
Orman yangınları, aşırı avlanma, bilinçsiz otlatma gibi insan kaynaklı nedenler canlıların yaşam alanlarını günden güne azaltmakta ve canlıların nesli tükenmektedir.
Ülkemizde de bazı canlıların nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Canlı ve cansız varlıkların uyum içerisinde bulundukları ortama “çevre” denir.
İnsanlar temel ihtiyaçlarını giderirken doğal kaynaklara, canlı ve cansız varlıklara zarar verir. İnsanların neden olduğu bu zarara “çevre kirliliği” denir.
Çevre kirliliği doğal kaynakların azalmasına neden olur.
Çevre kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği, hava kirliliği, gürültü kirliliği ya da ışık kirliliği gibi değişik şekillerde karşımıza çıkmaktadır.
Çevre kirliliği sonucu canlıların yaşam alanı azalır.
SU KİRLİLİĞİ
Dünya üzerindeki suların atıklar tarafından kirletilmesine “su kirliliği” denir.
Tarımsal ilaçlamalar sonucu ortaya çıkan atıklar, fabrika ve evlerde ortaya çıkan atık maddeler ile denizlerde meydana gelen tanker kazaları sonucu denize dökülen petrol gibi maddeler su kirliliğinin başlıca nedenleridir.
Su kirliliği sonucu deniz canlıları büyük zarar görür ve biyoçeşitlilik azalır.
Dünya’nın %75 gibi büyük bir bölümü su ile kaplıdır. Bunun çok az bölümü canlılar tarafından kullanılabilir.
TOPRAK KİRLİLİĞİ
İnsan faaliyetleri sonucu ortaya çıkan atık maddelerin, kimyasal ilaçların ve aşırı gübre kullanımının toprağın yapısını bozması olayına “toprak kirliliği” denir.
Toprağın kirlenmesi canlı çeşitliliğinin azalmasına neden olur.
Toprak Kirliliğine Neden Olan Faktörler
1. Tarımda bilinçsiz kimyasal madde kullanımı
2. Aşırı gübreleme
3. Nükleer atıklar
Nükleer atıkların toprağa bırakılması canlılarda ölümcül hastalıklara neden olur.
HAVA KİRLİLİĞİ
Fabrikalar, otomobiller, enerji santralleri, evler ve işyerlerinden havaya salınan gazların neden olduğu kirliliğe “hava kirliliği” denir. Hava kirliliği sonucu asit yağmurları meydana gelebilir.
SERA ETKİSİ
Atmosferin üst kısımlarında yer alan ve Güneş’in zararlı ışınlarının Dünya’ya gelmesini engelleyen tabakaya “ozon tabası” denir. Fosil yakıtların tüketimi sonucu açığa çıkan zararlı gazlar ve ormanlık alanların aşırı tahribatı ile doğanın gaz dengesinin bozulmasına neden olmuştur.
Atmosferdeki zararlı gazların Güneş ışığını tutarak yeryüzünün gereğinden fazla ısınmasına neden olmasına “sera etkisi” denir.
Sera etkisi sonucu küresel iklim değişiklikleri ve sonucunda alışılmadık doğa olayları meydana gelir.
YIKICI DOĞA OLAYLARI
• Doğada meydana gelen, can ve mal kayıplarına neden olan olaylara “yıkıcı doğa olayları” denir.
• Depremler, volkanik patlamalar, seller, heyelanlar ve kasırgalar yıkıcı doğa olaylarına örnektir.
Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına "deprem" denir.
KORUNMA YOLLARI
• Deprem olduğunda herkesin kendini koruması gerekir.
• Deprem anında sakin olmaya çalışmalıyız.
• Kapalı bir alandaysanız camlardan ve üzerinize düşebilecek eşyalardan uzak bir yere sığının.
•Dışarıdaysanız binalardan, telefon ve elektrik direklerinden uzak durun.
• Yoldaysanız yeraltı geçitlerinden uzak durun, köprülere yaklaşmayın.
VOLKANİK PATLAMALAR
Yer altında sıcaklığı çok yüksek halde bulunan erimiş kayaların (magma) yer kabuğundaki açıklıklardan püskürerek dışarı çıkması olayına “volkanik patlama” denir.
Bu olay sonucu yüzeye çıkan magmaya “lav” adı verilir.
KORUNMA YOLLARI
• Yanardağlara yakın bölgelerde yerleşim alanları oluşturulmamalıdır
• Aktif yanardağların uzağında durulmalıdır
• Eğer yanardağ patlaması gerçekleşmişse en uzak ve en yüksek yere gidilmelidir.
• Not: Mümkünse bu yerde ağaç veya sık bitki örtüsü olmaması daha avantaj sağlayacaktır.
SEL
Sürekli bir biçimde yağan yağmurdan ya da eriyen karlardan oluşan, geçtiği yerlere zarar veren taşmış sulara ”sel” denir.
KORUNMA YOLLARI
• Yerleşim yerleri akarsu ve dere yataklarına yapılmamalıdır.
• Suyun hızını kesmek amaçlı yamaçların teraslandırılması ve ağaçlandırma yapılmalıdır.
• Akarsu yataklarına setler yapılması ve göletler kurulması sel baskınlarının yol açacağı zararları büyük ölçüde azaltır.
HEYELAN
Toprağın, taşların veya kütle halinde tabakaların, yerçekiminin etkisiyle eğim doğrultusunda hareket etmesine toprak kayması ya da heyelan adı verilir.
KORUNMA YOLLARI
• Yüksek ve çıplak yerler bitki örtüsü ile kaplanmalıdır.
• Yolların ve yerleşim yerlerinin heyelan bölgelerinden uzağa yapılmasına dikkat edilmelidir.
KASIRGA
• Kasırga en tehlikeli ve yıkıcı fırtınalardan birisidir.
• Kasırga su üzerindeki sıcak ve nemli havanın yükselmesiyle başlar. Bu havanın çevresinde girdap gibi dönen güçlü bir rüzgar oluşur. Ardından yağmur bulutları toplanır ve fırtına patlar. Fırtınanın kasırga sayılması için rüzgarın saatte 120 kilometrelik bir hıza ulaşması gerekir.
KORUNMA YOLLARI
• Acil durum sinyal sistemi oluşturulmalıdır.
• Sağlam çatılar yapılmalı, konut ve diğer alanlarda kalın cam kullanılmalıdır.
•Sığınak hazırlanmalıdır.